Birlikte konuşurken dünyayı tüketmeden anlaşabilir miyiz?
Bir selamın ağırlığı nedir bir sunucuda? Ya da bir teşekkürün watt cinsinden karşılığı?
Yapay zekâ ile sohbet ederken daha uzun, daha nazik ya da daha şiirsel cümleler kurduğumuzda, sistemin daha fazla elektrik harcadığını açıklandı. OpenAI CEO’su Sam Altman “ChatGPT’yi kullanıp işiniz bittikten sonra kibarlık gösterip teşekkür ediyorsanız veya promptlarda “lütfen” diyorsanız bunun faturası ağır oluyor” dedi ve ortalık karıştı. Robotlara karşı kibar olmaya gerek yok, cebimizden ve kaynaklarımızdan harcıyor, diyenlerle sohbet ederken aklıma bunu ChatGPT’ye sormak geldi. Yanıtlar bize nezaketsizliğin faturasının daha büyük olduğunu hatırlatan şiddet diline dair çarpıcı bir görüş kazandırdı.
ChatGPT şöyle dedi: “Evet, teknik olarak bu kısmen doğru: Daha karmaşık işlemler daha çok işlem gücü, bu da daha çok enerji demek. Ama burada kaçırmamamız gereken çok daha önemli bir şey var!”
Böylece konuya biraz daha farklı açılardan bakmaya çalıştım, zira İletişim sadece teknik bir işlem değil; bir insanlık halidir.
Ekran başında otururken kurduğumuz her cümle sadece bir veri değil, aynı zamanda bir değer taşıyor. Nezaket, dijital dünyada da kendini unutturmamalı. Çünkü biz her ne kadar dört yandan kodlarla çevrili olsak da hâlâ duygu taşıyan varlıklarız. Ve nezaketin karbon ayak izinden önce, onun etik ve duygusal yankılarını konuşmalıyız.

Peki, nazik olmak bir israf mı?
Hayır. Aksine, dijital kalabalıkta nezaketle konuşmak bir tür ahlaki direnç. “Nezaket fazladan enerji tüketiyor” diyerek birbirimizi kısa, sert, buyurgan cümlelere mi mahkûm edeceğiz? Yoksa az da olsa tüketerek ama çok daha fazla ilişki kurarak mı ilerleyeceğiz? Çünkü her gün sıklıkla iletişim kurduğumuz yapay zekaya bu dille ulaşırsak bir süre sonra ofis arkadaşlarımıza, çocuklarımıza, sokakta karşılaştığımız insanlara ve daha da çok bize hizmet veren insanlara karşı dilimiz sert, hadsiz ve buyurgan hale gelecektir. Bir gülücükle günü aydınlanan insanların, buyurgan ve duygusuz emirlerimizle nasıl sarsılacaklarını ve bunun kelebek etkisi gibi dalga dalga yansıyacağını düşünün. Ne kadar hızla kavgalara, küslüklere ve belki daha kötü olaylara sebep olacağını tahayyül etmek zor değil. Üstelik siyaset tüm dünyada dilini gittikçe hoyratlaştırırken. Türkiye’de nezaketini yitiren siyasetin topluma, sokağa yansıması da oldukça sert olmuştu. ABD’de ise Trump tüm dünyaya kendi hoyrat dilini savurmaya başladı bile. İşte bu noktada: Nezaket, bu çağda bir lüks değil; bir direniş olarak bile görülebilir.
Nitekim; Politik psikoloji bize gösteriyor ki; insanlar tehdit altında hissettiklerinde daha fazla biz/onlar ayrımı yapıyor, daha kutuplaşmış tutumlara yöneliyorlar. Korku, öfke, belirsizlik gibi duygular bireyleri kendi kabuklarına çekmeye ya da radikal saflara sürüklemeye daha yatkın hale getiriyor.
Bu bağlamda nezaket; zayıflık değil, duygusal regülasyonun, bilinçli seçimin ve demokratik olgunluğun işareti. Çünkü nezaket, karşı tarafı düşmanlaştırmadan konuşabilmenin yollarını arar.
🎧 Dijital Siyasette Nezaketin Gücü
Yapay zekâ, algoritmalar ve sosyal medya çağında siyaset artık kelime ekonomisine dayanıyor. “Daha kısa, daha çarpıcı, daha sert” olan içerikler öne çıkıyor. Ama bu durum hem bireyin hem toplumun psikolojik bağışıklık sistemini zayıflatıyor.
Nezaket ise burada devreye giriyor:
- Gürültüye karşı anlam.
- Reaksiyona karşı cevap.
- Hız’a karşı derinlik.
Yani nezaket, kamusal alanda sadece bir görgü meselesi değil; toplumsal barışı mümkün kılan yeni bir politika estetiğidir.
Nezaket, politikayı yumuşatmaz. Onu insanileştirir. Ve belki de bu çağda insanilik, en radikal pozisyondur.
Ve son söz olarak genç insanlara, dijital dünya ve yapay chat programlarıyla hemhâl olan çocuklara kısa birkaç maddede bir empati rehberi sunmayı önemli görüyorum.
Gençler için dijital empati rehberi:
- Hız, her zaman saygıdan önemli değildir.
- Kısa olmak net olmak değildir.
- Yapay zekâya ya da insana hitap ederken özensizlik normalleşmemeli.
- Dijital dünya anonim değil; iz bırakan bir aynadır.
Siyasette, dijitalde, sokakta ve evde kullanılan dilin nezaket dili olmasından asla vazgeçmemek dileğiyle…


Yorum bırakın